-
1 canlı varlık
Lebewesen nt -
2 canlı varlık
n. living being, living creature, organism -
3 canlı\ varlık
живо́е существо́ -
4 varlık
\varlık içinde yaşamak im Wohlstand leben\varlıkta darlık çekmek seine Möglichkeiten nicht einsetzen können -
5 canlı
canlı lebendig; lebend; GR belebt; -süchtig; Kind, Handelsplatz lebhaft; Rede anschaulich; TV live, Live-, Direkt- (Übertragung); subst Lebewesen n; Liebhaber m, Freund m (von D); fam Fan m;canlı varlık Lebewesen n;çocuk canlısı Kinderfreund m; kinderliebend;içki canlısı trunksüchtig; Alkoholiker m;para canlısı geldgierig -
6 canlı
1.1) одушевлённый, живо́й2) грам. одушевлённыйcanlı isimler — одушевлённые имена́ существи́тельные
canlı varlık — одушевлённый предме́т
3) живо́й, подви́жный; ре́звыйcanlı çocuk — живо́й ребёнок
4) бо́йкий, оживлённыйcanlıticaret yeri — ме́сто оживлённой торго́вли, бо́йкое ме́сто
5) перен. живо́й, я́ркий, вырази́тельныйcanlı bir ifade — живо́е изложе́ние
canlı bir şekilde — жи́во о́бразно
canlı olarak — а) (тж. canlı canlı) за́живо, живьём; б) перен. жи́во, я́рко
canlı söz — о́бразное сло́во, я́ркая речь
canlı tim sal — живо́е олицетворе́ние (чего-л)
6) си́льный, интенси́вный2.в сочет. с именами существительными лю́бящий, люби́тель, па́дкий (до чего-л)ahbap canlısı — лю́бящий друзе́й
çocuk canlısı — лю́бящий дете́й, чадолюби́вый
içki canlısı — пристра́стный к алкого́льным напи́ткам, люби́тель вы́пить
mal canlı(sı) — а) корыстолюби́вый, а́лчный; б) стяжа́тель
para canlı(sı) — па́дкий на де́ньги, жа́дный до де́нег
◊
canlı cenaze или canlı bir или canlı cife — живо́й труп, ко́жа да ко́сти◊
canlı resim — мультиплика́ция◊
pek canlı — двужи́льный; живу́чий, выно́сливый -
7 varlık
(-ğı)1) бытиё, существова́ние2) существо́, созда́ние; су́щееbütün varlık(lar)iyle — всем свои́м существо́м
canlı varlık — живо́е существо́
3) достоя́ние; доста́ток, бога́тствоvarlık içinde yaşamak — жить в доста́тке
varlık vergisi — нало́г на иму́щество
sosyal varlıklar — обще́ственное достоя́ние
4) нали́чие; нахожде́ние◊
varlık göstermek — выполня́ть [свой] долг -
8 varlık
достоя́ние (с) существова́ние (с)* * *озвонч. -ğı1) бытие́, существова́ние2) су́щее; существо́, созда́ниеcanlı varlık — живо́е существо́
3) достоя́ние, доста́ток; бога́тствоvarlıkta darlık çekmek — не име́ть возмо́жности воспо́льзоваться бога́тством
varlığa darlık olmaz — у бога́того на всё хвата́ет си́лы
varlık içinde yaşamak — жить в доста́тке
•• -
9 insan
إنسان [إِنْسان]
См. также в других словарях:
varlık — is., ğı 1) Var olma durumu, mevcudiyet, yokluk karşıtı Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır. O. V. Kanık 2) Var olan her şey Canlı varlıklar. 3) Para, mal, mülk, zenginlik, variyet 4) Önemli, yararlı, değerli şey Devlet, tarih,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
organizma — is., anat., Fr. organisme 1) Canlı bir varlığı oluşturan organların bütünü, uzviyet 2) Herhangi bir canlı varlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tür — is. 1) Çeşit, cins Yazı türleri. 2) biy. Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr Aslan ve insan türleri. 3) fel. Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram Parça bütünün,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaratık — is., ğı Yaratılmış canlı varlık, mahluk ... kediye, bu aşağılık yeryüzü yaratığına küçümseme ile baktı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
in cin — hiç kimse, hiçbir canlı varlık ... ortada in cin görünmüyor ama istasyonla otel arasındaki bulvar elektrik ışığında bembeyaz... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
in cin top oynamak (veya in cin yok) — hiçbir canlı varlık bulunmamak Adam inlerle cinlerin top oynadığı yolda mezarlığın yıkık duvarına sıçradı. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
cansız — sf. 1) Canını yitirmiş, ölmüş Cansız bir kuş. 2) Canlı olmayan (varlık), camit 3) zf., mec. Güçsüz, mecalsiz bir biçimde Nil in deminden beri avucumun içinde cansız duran eli kımıldadı, parmaklarımı sıkıyor. R. H. Karay 4) mec. İlgi uyandırmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
içlem — is., man. 1) Bir kavramın çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü, tazammun Kuş sözcüğü bize canlı, havada uçan ve öten bir varlık anlatır; şu hâlde canlılık, uçuculuk ve ötücülük kuş kavramının içlemine giren… … Çağatay Osmanlı Sözlük
VÜCUD-U İLMÎ — İlmî varlık.(Vücud u ilmî, hayat ı umumiyenin ma nevî bir cilvesine mazhardır ki, mukadderat ı hayatiye o ma nidar ve o canlı elvâh ı kaderiyeden alınır. S … Yeni Lügat Türkçe Sözlük